Otomotivci karbon nötr olmak hedefinde
Martta tüm zamanların aylık ihracat rekorunu kıran otomotiv sektörünün Sürdürülebilirlik Eylem Planını (OSEP) açıklayan OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “OSEP hedeflerimiz ile Türkiye orta vadede karbon nötr araçlar için önemli üretim merkezi ve cazip bir pazar olacak. En büyük pazarımız Avrupa’yı kaybetmemek ve rekabet gücümüzü korumak için yeni teknolojilere ve elektrikli araçlara yatırım yapmalıyız” dedi. Çelik: “Martta 3,3 milyar dolar ile aylık bazdaki en yüksek ihracat rakamına ulaşmamız bizlere motivasyon kazandırdı. Yılın ikinci yarısında çip krizinin etkilerinin daha da azalması ile yine tarihi bir rekora imza atarak 34 milyar dolarlık yılsonu hedefimize ulaşacağımızı öngörüyoruz.”
Tarihi rekor kırdı
Mart ayında 3,3 milyar dolar ihracata imza atarak aylık bazda tarihi rekor kıran otomotiv sektörünün Sürdürülebilirlik Eylem Planı açıklandı. Türkiye Otomotiv Sektöründe Sürdürülebilirlik Eylem Planı (OSEP), Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) öncülüğünde TAYSAD ve OSD’nin katkılarıyla hazırlandı. Mart ayı ihracat rakamları ve OSEP’e ilişkin detaylar, OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik ev sahipliğinde TİM Başkanı Mustafa Gültepe, TAYSAD Başkan Yardımcısı Berke Ercan, OSD Başkanı Cengiz Eroldu ve OİB Sürdürülebilirlik Komitesi Üyesi Kemal Yazıcı ile ihracatçıların katıldığı basın toplantısında paylaşıldı.
İklim değişikliği önemli
Otomotivde Sürdürülebilirlik Eylem Planını açıklayan Baran Çelik, “TİM’in Sürdürülebilirlik Eylem Planı hedefleri kapsamında hazırlanan ve İklim Değişikliği, Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi önemli hedeflere uyum sağlamak için oluşturduğumuz plan, aylar süren çabalar sonucu sektör temsilcilerinin görüşleri de alınarak kapsayıcı ve hedef odaklı bir şekilde hazırlandı. Otomotiv sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 8 bin ihracatçıya rehberlik edecek olan OSEP, endüstrimize yol gösterecek ve gelecek hedeflerimize katkı sunacak bir belge niteliği taşıyor” dedi. Altı başlık olarak belirlenen hedeflerin beş yılda tamamlanacağını öngördüklerini aktaran Baran Çelik “OSEP, altı başlık halindeki hedeflerden oluşuyor: Bunlar, 1-Farkındalık, 2- Mevcut Durum Tespiti, 3-Yeşil Dönüşüm için Finansa Erişim ve İş birlikleri, 4- Çevresel Etkilerin Azaltılması ve Döngüsel Ekonomiye Geçiş, 5-Çevreci Araçlar için Yeni Teknolojilere Geçiş ve 6-Sosyal Sürdürülebilirlik. Tüm başlıklarda hedeflerimizin tamamlanmasının 5 yıl süreceğini öngörüyoruz. Devletimiz, sektör paydaşlarımız ve ihracatçı firmalarımızın oluşturacağı sinerji ile Yeşil Dönüşümün başarıyla gerçekleştirileceğine, Türkiye’nin orta vadede karbon nötr araçlar için önemli bir üretim merkezi ve cazip bir pazar konumuna geleceğine inanıyoruz” dedi.
Elektrikli araçlar
Türkiye’de elektrikli araçların pazar payı yüzde 1 civarında Türkiye otomotiv endüstrisinin yaklaşık yüzde 77 payı ile en büyük pazarı olan Avrupa Ülkelerinin sürdürülebilir gelecek sağlayan bir mobilite çerçevesi geliştirmeye öncülük ettiğine dikkat çeken Baran Çelik, “Fosil yakıtlı araçları hızla terk eden Avrupa ülkelerinde hedef, 2035 yılında tüm yeni araçların sıfır emisyonlu olarak satışa sunulması. Hali hazırda AB pazarında 2022 yılında benzinli araçların pazar payı %36’ya gerilerken, alternatif enerjili araçların toplam pazar payı %45’i aştı. Elektrikli araçların payı bu oranın içinde %12’ye ulaştı.
AB, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile Sürdürülebilirlik konusundaki sınırlarını belirledi. Türkiye otomotiv sektörünün ise rekabette ayakta kalabilmek için bu dönüşümün güçlü bir parçası olması gerekiyor. En büyük pazarımız olan Avrupa’yı kaybetmemek ve rekabet gücümüzü korumak için yeni teknolojilere ve elektrikli araçlara yatırım yapmalıyız” dedi. Sektörün temel önceliklerinin AB araç emisyon azaltım hedeflerine uyum sağlamak, batarya yatırımlarını artırmak ve şarj istasyonu altyapısını geliştirmek olarak açıklayan Baran Çelik “Türkiye’de halen elektrikli araçların pazar payı henüz %1 civarında. AYM ile getirilen zorunluluk hali göz korkutsa da aslında ülkemiz için büyük fırsatlar barındırıyor. Ülkemizin yenilenebilir enerji potansiyelinin yüksek olması, Avrupa pazarına yakın konumu, sanayicisinin dönüşüme istekli olması değerlendirilirse yeşil bir kalkınma hedefiyle geleceğe ilerleyebiliriz” dedi.
Otomotiv sektörü, son yıllarda sürdürülebilirlik kavramına değer vererek, çevre dostu ve karbon emisyonlarını azaltan teknolojiler üzerinde çalışmaya başladı. Bu bağlamda, otomotiv şirketleri arasında karbon nötr olmak hedefi de önem kazandı.
Otomotiv endüstrisi, dünya genelinde en yüksek karbon salımını yapan sektörlerden biri olarak bilinir. Son 20 yılda, dünya çapında araç sayısı iki katına çıkmış ve bu da gaz emisyonlarını artırmıştır. Bu nedenle, otomotiv şirketleri gelecekte karbon nötr olmak için çalışmalıdır.
Karbon nötr, bir organizasyonun veya şirketin faaliyetleri sonucu saldığı karbon gazının, geri dönüşüm, bölgesel projeler, doğal karbon tutma mekanizmaları, yoksul ülkelerin çevre projeleri desteklemek gibi yollarla ortadan kaldırılmasına işaret eder. Bu sürecin tamamlanması sonucu, organizasyon veya şirket karbon salımının etkisizleştirilmesi veya kompanse edilmesi sonucu ortaya karbon nötr bir faaliyet modeli koyar.
Otomotiv firmaları ise karbon nötr hedefi doğrultusunda, çevresel faktörlere saygı gösteren, karbon emisyonlarını azaltan, elektrikli ve hibrit otomobiller üretmeyi tercih ediyorlar. Elektrikli ve hibrit araçların kullanımı, benzinli araçlara göre karbon emisyonunu ciddi oranda azaltırken, enerji verimliliğini de önemli ölçüde artırıyor.
Örnek vermek gerekirse, dünyaca ünlü otomotiv üreticisi Volvo, marka olarak karbon nötr hedefine ulaşmak için çaba gösteriyor. Bu doğrultuda, geçen yıl tüm dünya genelinde ürettiği araçların karbon emisyonunu %24 oranında azaltmayı başardı. Aynı zamanda, Volvo grup hedefi, 2040 yılı itibarıyla tamamen karbon nötr olmak için çalışmalar yürütüyor.
Bunun yanı sıra, Tesla gibi diğer firmalar da dünya genelinde karbon nötr hedefleri doğrultusunda çalışmalarını sürdürmektedir. Elektrikli araçların üretiminde öncü olan Tesla, tüm faaliyetlerinde çevreyi koruma ve sürdürülebilirlik ilkelerine uygun olarak hareket ediyor.
Karbon nötr olmak, otomotiv şirketleri için geleceğe yönelik ciddi bir sorumluluk olarak görülüyor. Karbon nötr olmak, sadece çevreye saygı göstermekle değil, aynı zamanda hem işletme maliyetlerini hem de toplum sağlığını ve güvenliğini korumakla da ilgilidir.
Sonuç olarak, otomotiv sektörü karbon nötr olmak hedefinde yürütülen çalışmalar sayesinde, gelecekte daha sürdürülebilir bir yaşam alanı oluşmasına katkı sağlayacaktır. Bu nedenle, hem otomotiv üreticileri hem de tüketiciler, gelecek nesillere daha sağlıklı bir çevre bırakmak için karbon nötr olma hedefi doğrultusunda çalışmalarına devam etmelidir.
